İşitsel Algı Eğitim Programı
Kulağın belirtilen bu üç yapısında , işitme sinirinde ya da beyindeki işitme merkezinde herhangi bir nedenden dolayı oluşacak olan hasar, işitme kaybına neden olmakta ve duyma yetisini tamamen yada kısmen kaybetmiş olan kişilere "İşitme engelli" denir.
İşitme engelini açıklayabilmek için kulağın anatomik yapısını kısaca gözden geçirmeliyiz. Kulak üç temel bölümden oluşmaktadır. Bunlar ise;
Dış kulak
Orta kulak
iç kulak
Kulağın belirtilen bu üç yapısında , işitme sinirinde ya da beyindeki işitme merkezinde herhangi bir nedenden dolayı oluşacak olan hasar, işitme kaybına neden olmakta ve duyma yetisini tamamen yada kısmen kaybetmiş olan kişilere "İşitme engelli" denir.
İşitme Engelinin Nedenleri
İşitme engelinin nedenlerini 3 şekilde inceleyebiliriz. Bunlar ise;
Doğum Öncesi Nedenler: Genetik kaynaklı nedenler, kromozomla alakalı nedenler, kan uyuşmazlığı ve hamilelik sırasında annenin geçirdiği travmalar (hastalıklar, ilaç kullanımı, viral enfeksiyonlar ve dengeli beslenmeme) gibi nedenlerdir.
Doğum Anı Nedenler: Erken doğum, oksijen yetmezliği ve doğum sırasında yaşanan diğer komplikasyonlar gibi nedenlerdir.
Doğum Sonrası Nedenler: Ateşli hastalıklar, ilaçlar, kulak iltihabı, menenjit, erken çocukluk çağı hastalıkları, gürültüye maruz kalma, yaşlılık gibi nedenlerdir.
İşitme Engelinin Belirtileri
Eğer aşağıdaki belirtilerden her hangi biri çocuğunuzda var ise doktorunuza gidip danışınız.
Konuşmalarda ve diğer seslerde belirgin bozukluk
Söylenenleri anlamakta güçlük çekmek
Söylenenlerin birkaç kez tekrarlanmasını istemek
Televizyonun ve radyonun sesini fazla açmak
Toplu konuşmalardan çekilmek uzaklaşmak
Konuşurken sürekli yüze bakma arkadan seslenildiğinde duymakta zorluk çekme
Bebeklerde seslere tepkisiz olma
İşitme Kaybı Dereceleri
0–25 dB; Normal İşitme Sınırlarında
26–40 dB; Hafif İşitme Kaybı
41–55 dB; Hafif - Orta İşitme Kaybı
56–70 dB; Orta - İleri İşitme Kaybı
71–90 dB; İleri İşitme Kaybı
91- ve daha üzeri dB; Çok İleri İşitme Kaybı
İşitme engelinin derecesi ne olursa olsun, kişinin sadece konuşma gelişimini değil, zihin, sosyal ve duygusal gelişimini de etkilemektedir.
İşitme Kaybının Sınıflandırılması
İşitme kaybının sınıflandırılması 5 grupta incelenir. Bunlar ;
1.İletim Tipi İşitme Kaybı
Okul çağı çocuklarında en yaygın olarak görülen işitme kaybı tipidir. Kulak kepçesi, dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak kemikçikleri ve kaslarında meydana gelen hastalıklar iletim tipi işitme kaybına neden olmaktadır.
2.Sensörinöral İşitme Kaybı
İşime kaybı koklea ve/veya daha sonrasındaki bölgeleri (işitme yolları, korteks vb.) içeriyorsa sensörinöral işitme kaybıdır.
3.Mikst (Karışık) Tip İşitme Kaybı
İletim ve sensörinöral işitme kayıplarının bir arada görülmesidir.
4.Santral İşitme Kaybı
Problem beynin korteks adı verilen bölgesindedir. İşitme kaybı olmayabilir, ancak konuşmayı ayırt etme becerisi ileri derecede bozulmuştur.
5.Fonksiyonel/Organik Olmayan İşitme Kaybı
Kişinin herhangi bir nedenle işitme kaybı var gibi davranması ya da gerçekten işitme kaybının olduğuna inanması ile ortaya çıkan durumdur. Bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere iki şekilde sınıflandırılır.,
İşitmeye Yardımcı Araçlar
Günümüzdeki teknolojik gelişmeler sonucu işitmeye yardımcı olan araç tiplerindeki çeşitlilik artmıştır bunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür ;
İşitme Cihazları (Akustik Uyarım Oluşturan Protezler)
Bu protezler sesin amplifikasyonunu (yükseltilmesini) sağlayan geleneksel işitme cihazlarıdır. Cep tipi, kulak arkası tipi, gözlük tipi, kanal içi tipleri bulunmaktadır.
İç Kulak Protezleri (Elektriksel Uyarım Oluşturan Protezler)
İç kulaktaki duyu hücrelerinde çok ileri derecede hasar olduğunda uygulanabilmektedir. Basında biyonik kulak adı ile de konu olan bu protezler, koklear implant ya da iç kulak protezleri adını da almaktadır. Hava yolu ile uyarım sağlayan geleneksel işitme cihazlarından birey, konuşmayı geliştirmek için yeterli derecede yarar sağlayamadığı durumlarda ancak kullanılmaktadır. Cerrahi yöntemle kokleaya yerleştirilen elektrodlar, bu bölgedeki işitme sinirlerine doğrudan elektriksel uyarımları iletmekte ve konuşma seslerine ilişkin bilgileri vermektedir. Bu bilgiyi sinirlerin sağlıklı bir şekilde beyine ulaştırabiliyor olması gerekmektedir.
İşitme Engellilerin Eğitimdeki Yöntemler
İşitme engelli bireylerin iletişimini geliştirmek ve konuşma dili kazandırmaya yönelik birçok yöntem vardır. Bunlar ;
1.Sözel İletişim Yöntemi (Oral)
Bu yöntemin dayandığı temel ilke, işitme engelli kişinin işitenlerin dünyasında yaşamını sürdürebilmesi için, en yaygın iletişim biçimi olan sözel dili öğrenmesi gerektiğidir. İşaret dilinin öğrenilmesinin konuşma öğrenimine kıyasla daha kolay olması sözel dil gelişimini engelleyebileceği için sözel iletişim yönteminde işarete yer verilmez. Bu yöntemde işitme eğitimi, dudaktan okuma ve konuşma öğretimine ağırlık verilir. İşitme engelli bireyi, ana dilini konuşabilir ve konuşulanı anlayabilir hale getirmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Ancak bu yöntemde erken teşhis, erken cihazlandırma , işitme kaybına uygun cihaz kullanımı, cihaz kullanımında sürekliliği sağlama ve erken eğitim büyük önem taşımaktadır. Dilin öğretilemeyeceği, doğal ortamlarda kazanılabileceği savunulur. Ayrıca bu yöntemde ailenin eğitime doğrudan katılımı ve ailenin bilinçlendirilmesi vazgeçilmez bir unsurdur.
2.İŞARET YÖNTEMİ (Manuel)
Duygu ve düşünceler, nesneler, belli bir dilin harfleri veya konuşma sesleri, beden hareketlerinden oluşturulan ve görsel olarak algılanan işaretlere benzetilmeye çalışılarak iletişim sağlanır. Özellikle çok ileri derecede işitme kaybı olanlar tarafından kullanılan bir iletişim şeklidir. Kolay öğrenilen bir yöntem olmakla birlikte, toplumda işaret dilinin bilinme düzeyi göz önüne alındığında, işitme engelli bireyin, çevreyle iletişiminde zorlanmasına ve toplumdan uzaklaşmasına sebep olabilmektedir. İşaret dilinin ilden ile, okuldan okula, sınıftan sınıfa ve hatta öğretmenden öğretmene farklılık gösteriyor olması ve kullanılan işaret sisteminde belli bir standardın olmayışı, bu yöntemle ilgili olarak yaşanan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşaret dili:
Bazı nesne ve fikirlerin işaretlerle anlatılmasından oluşur. İşaret dili, konuşulan dillerin yapılarından farklı bir gramatik yapıya sahip bir dil olarak işaretlerle (el, kol biçimleri, hareketler) ifade edilen bir iletişim sistemidir. İşaret dili daha çok doğuştan engelli olup eğitim görmemiş işitme engelli bireylerin kullandığı bir yöntem olarak bilinmektedir.
Parmak alfabesi:
Belirli bir dilin harflerini parmaklarla görülür hale getirmeye dayanır. Bu yönteme göre işitme engelli kişi parmaklarıyla havada yazı yazarak iletişim kurar. Daha çok yazı dilini bilenler tarafından kullanılır. Bu yöntemin etkililiği, o dilin harflerinin parmakla anlatıma uygun olmasına bağlıdır.
Belgili (işaretli) konuşma:
Dilin konuşma seslerini elle belirtmeye dayanmaktadır. Her ses için bir özel işaret kullanılmaktadır.