ABA Terapi

ABA Terapi

ABA Terapi

ABA Terapisi

  OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNDA KULLANILAN EĞİTİM YÖNTEMLERİ...

   Uygulamalı Davranış Analizi (ABA)

Uygulamalı davranış analizi (ABA: Applied Behavior Analysis), davranışlar üzerine geliştirilmiş bir yöntemdir. Davranış analizi yönteminin yaklaşık 150 yıllık geçmişi vardır. Davranış analizi hakkında çalışmalar yürüten ve uygulamalar yapan kişiye davranış analisti denir. Uygulamalı davranış analizi, bu prensipler ışığında davranış analistlerinin geliştirdiği bilgileri bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmak ve daha nitelikli hale getirmek amacıyla kullanmayı hedeflemektedir. Uygulamalı davranış analizi bireylerin yaşam kalitelerini arttırmanın dışında çocuk yetiştirme, davranış kontrolü, eğitim, orta ve ileri derecede yetersizliği olan bireylerin eğitimi, yaşlı bakımı ve iş dünyası gibi alanlarda da kullanılmaktadır. Bu eğitim yöntemi bireyin davranışlarını ve gösterdiği davranışın bulunduğu çevreyi objektif olarak analiz etmeye yöneliktir. Birçok davranışın çevre tarafından bazen ödüllendirildiği bazen ise cezalandırıldığı düşünülmektedir. Dolayısıyla birbirinden farklı ödül sistemleri ve gerektiğinde uygulanabilecek caydırıcı sistemler kullanılarak istenen davranışların görülme sıklığının arttırılmasına, istenmeyen davranışların ise azaltılması amaçlanmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösteren bireylerde arttırılmak istenen davranışlar arasında taklit etme becerileri, oyun oynama becerileri, sosyal etkileşim becerileri, iletişim kurma becerileri özbakım becerileri vs. yer almaktadır. Azaltılmak istenen davranışlar ise sterotipik (tekrarlayan) davranışların azaltılması, öfke nöbetlerinin kontrol altına alınmasının sağlanması vs. örnek olarak gösterilmektedir.

Uygulamalı davranış analizinde bireyde arttırılmak istenen ya da bireyde azaltılmak istenen davranışlar sistemli bir şekilde gözlem yapmayla ve dikkatli kayıt tutmayla belirlenir. Daha sonraki süreçte bu davranışları değiştirmek amacıyla müdahalede bulunulur.  Aynı gözlem yapma yöntemi ve kayıt tutma yöntemleriyle yapılan müdahalenin etkisi değerlendirilir. Normal gelişim gösteren bireyler öğrendikleri bir davranışı farklı ortamlarda genellerken (uygularken) otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler bu becerileri farklı ortamlarda gösterebilme becerilerini yerine getiremezler bu nedenle uygulamalı davranış analizi yöntemi ile bu amaca ulaşılmaya çalışılır.  Uygulamalı davranış analizinde, otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler için istenmeyen davranışların azaltılması ile ilgili özel programlar hazırlanır. Bu yöntemde, davranışın sebebi bireyin çevreyle etkileşiminde görülmektedir. Bu yüzden, istenmeyen davranış azaltılmaya çalışılırken ilk olarak davranış öncesi, davranış süreci ve davranış sonrası durumların veya olayların gözlemlenmesi gerekmektedir. Ardından davranışa neden olan durumlar ortadan kaldırılır, azaltılmak istenen problem davranış ortaya çıktığında görmezden gelinir veya caydırılır. Örnek verecek olursak; birey istenmeyen bir davranış gösterdiğinde puan kaybeder ve istenmeyen davranışa alternatif olarak artırılmak istenen davranışlar etkili bir şekilde ödüllendirilmektedir.  

Uygulamalı davranış analizinde bireyde arttırılmak istenen ya da bireyde azaltılmak istenen davranışlar sistemli bir şekilde gözlem yapmayla ve dikkatli kayıt tutmayla belirlenir. Daha sonraki süreçte bu davranışları değiştirmek amacıyla müdahalede bulunulur.  Aynı gözlem yapma yöntemi ve kayıt tutma yöntemleriyle yapılan müdahalenin etkisi değerlendirilir. Normal gelişim gösteren bireyler öğrendikleri bir davranışı farklı ortamlarda genellerken (uygularken) otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler bu becerileri farklı ortamlarda gösterebilme becerilerini yerine getiremezler bu nedenle uygulamalı davranış analizi yöntemi ile bu amaca ulaşılmaya çalışılır.  Uygulamalı davranış analizinde, otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler için istenmeyen davranışların azaltılması ile ilgili özel programlar hazırlanır. Bu yöntemde, davranışın sebebi bireyin çevreyle etkileşiminde görülmektedir. Bu yüzden, istenmeyen davranış azaltılmaya çalışılırken ilk olarak davranış öncesi, davranış süreci ve davranış sonrası durumların veya olayların gözlemlenmesi gerekmektedir. Ardından davranışa neden olan durumlar ortadan kaldırılır, azaltılmak istenen problem davranış ortaya çıktığında görmezden gelinir veya caydırılır. Örnek verecek olursak; birey istenmeyen bir davranış gösterdiğinde puan kaybeder ve istenmeyen davranışa alternatif olarak artırılmak istenen davranışlar etkili bir şekilde ödüllendirilmektedir.  

Otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireylere yönelik yapılan uygulamalı davranış analizi çalışmalarında:

  • Bireyin uyanık olduğu her zaman,
  • Bireyin tüm davranışlarını odağa alan,
  • Bireyin yaşantısının olduğu bütün çevrelerde, 
  • Bireyin yaşamındaki önemli kişiler tarafından,

haftada 20-40 saat uygulanan ve olabildiğince erken yaşta başlatılan eğitim amaçlanır.

Uygulamalı davranış analizi yönteminin otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler için en son hedefi akranlarıyla birlikte kaynaştırma programlarına devam edebilecek seviyeye gelmeleridir. Uygulamalı davranış analizi uygulamaları, bireyin otizm spektrum bozukluğundan etkilenme seviyesine bağlı olarak başlangıçta yapılandırılmış ortamlarda birebir eğitim sunarken, bireyde görülen ilerlemelere bağlı olarak grup içinde ve doğal ortamlarda da kullanılmalıdır. 

Uygulamalı davranış analizi otizm spektrum bozukluğunda uygulanan diğer yöntemlerle kıyaslandığında, başarısını bilimsel olarak kanıtlanmış tek yöntem olarak öne çıkmaktadır. Örneğin, Lovaas ve arkadaşları tarafından yürütülen çalışmalarda, iki yıl süreyle uygulamalı davranış analizine yönelik eğitim alan bireylerin %90’a yakınında önemli zekâ ve sosyal gelişim çıktıları görülmüştür. Aynı zamanda bu bireylerin yarısına yakınının zekâ gelişimi ve uyum gösterme konusunda normal gelişim gösteren bireylerden önemli bir farkları kalmadığı belirlenmiştir ve belirtilen olumlu özelliklerin ergenlik döneminde de göründüğü saptanmıştır. Deney grubunda yer alan bireylerle aynı özelliklere sahip olup böyle bir eğitim alma olanağına sahip olmayan bireylerin yer aldığı kontrol grubunda bu gelişmelerin hiçbiri gözlenmemiştir.  

Uygulamalı davranış analizi yönteminde farklı teknikler yer almaktadır ve bu teknikler otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösteren bireylerin eğitiminde çok çeşitli şekillerde kullanılır. Ayrıca, bu tekniklerin farklı biçimlerde bir araya getirilmesiyle de değişik uygulamalar geliştirilmiştir. 

 Bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireyler üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren çok sayıda deneysel araştırma vardır. 

TEACHH

TEACCH (Treatment and Education of Autistic and Related Communication Handicapped) (Otistik ve İlgili İletişim Engellilerin Tedavisi ve Eğitimi) Programda otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyin becerileri, gereksinimleri ve ilgi alanları merkeze alınır. Bu yöntemde, bireyin çevreye uyması değil, çevrenin bireye uyması amaçlanır. Dolayısıyla, çevre özel olarak yapılandırılır, uygulanacak etkinlikler tahmin edilebilir şekilde düzenlenir, takip edebilecek görsel planlar hazırlanılır ve yapılandırılmış çalışma alanları kullanılır. Bireyler kendilerine ait çalışma köşelerinde görsel olarak hazırlanan planlarını takip ederek belli becerileri yerine getirirler. Böylece başkalarına olan bağımlılıkları en aza indirilmeye çalışılır.

Tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılmasına rağmen TEACCH’in otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler üzerindeki etkilerini gösteren araştırmaların birçoğu tasvir niteliğinde olup, deneysel araştırma özelliği göstermez. Dolayısıyla, TEACCH’in başka yöntemlere oranla etkilerini gösteren deneysel araştırmalara ihtiyaç vardır. 

Bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireyler üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren deneysel araştırmalar sınırlıdır. 

İlişki Temelli Yöntemler

İlişki temelli (relationship-based) yöntemler, bireyde duygusal gelişimi ve bağlanmayı ön plana alan yöntemlerdir. Bu yöntemler içinde en bilinenleri Floortime (DIR) ve RDI’dır. Bu yöntemlerde asıl önemli olan birey ile serbest oyun ortamlarında sosyal etkileşimlerde bulunmaktır. Böylece bireyin sosyal etkileşimlerde bulunma becerilerini desteklemek ve bu becerilerden zevk almasını sağlamak amaçlanır. Etkileşimler esnasında bireyin liderliği takip edilir ve bireyin her yaptığının derin bir anlamı olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, bireyin yaptıkları engellenmez ya da kesintiye uğratılmaz; aksine bireyin yaptıklarına benzer şeyler yapılarak birey ile etkileşimde bulunmaya çalışılır. Floortime’dan farklı olarak RDI’da etkin zekayı geliştiren etkinliklerin de yer aldığı belirtilmektedir. Fakat, bu etkinliklerin nasıl yapıldığı hakkında kaynaklarda net bilgi bulunmamaktadır.  

Otizm spektrum bozukluğunda esas yetersizlik alanlarından biri sosyal etkileşimde bulunmak olduğu için, ilişki temelli yöntemler uygulamacılara ve ailelere çekici gelebilmektedir. Fakat, bu uygulamaların olumlu etkileri vaka örnekleri veya betimsel çalışmaların ötesine geçmemektedir. Bu nedenle, etkinlikleri deneysel çalışmalarla gösterilmediği sürece, bu yöntemleri bilimsel temelli kabul etmek mümkün değildir.  

Uygulamacıların ilişki temelli yöntemlerde yanıtlayıcı olmaları beklenmektedir. Yanıtlayıcı olmak, bireyin istek ve ilgilerini takip etmek olarak belirtilebilir. Bu zaruriyet diğer yöntemler için de geçerli olmaktadır. Düzenlenmiş olarak planlanan öğretim de uygulamacı yanıtlayıcı olmak durumundadır. Özellikle otizm spektrum bozukluğundan orta ve ileri derecede etkilenmiş bireylere yalnızca yanıtlayıcı olmak yetmemektedir. Otizm spektrum bozukluğu belirtisi gösteren bireyler yapılandırılmış öğretime gereksinim duymaktadır.  

Bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireyler üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren deneysel araştırmalar oldukça sınırlıdır.

Sosyal Öyküler

Sosyal öyküler, 1991 yılında eğitimci Carol Gray tarafından bireylerin eğitiminde kullanılmak amacıyla geliştirilen bir yöntemdir. Sosyal öyküler planlanırken, okuma-yazma bilen bireyler için basit tümcelerden oluşan öyküler, okuma-yazma bilmeyen bireyler için ise resimler kullanılarak öyküler hazırlanır. Hazırlanan öyküler bireylere sosyal çevrede ne yapmaları gerektiğini anlatır. Birey, sosyal öyküler ile belli sosyal becerileri öğrenir bu nedenle birey öykünün sahibi olmalıdır yani öykü birey için yazılmış olmalıdır. Bu öykülerin çoğu sosyal davranışın içindeki “nasıl”ı ve bazı “neden”leri açıklamaktadır. Her öykü, bireyin anlamakta zorlandığı durum hakkında detaylı bilgi vererek başlamaktadır. Sonra öykünün nerede geçtiği, öyküde kimlerin yer aldığı, çekilen zorluğun doğası ve gerçek yaşamda ne olduğu öyküye eklenir.  

Sosyal öyküler, bireyde görülen problem davranışların azaltılmasında, sosyal becerilerin öğretilmesinde ve sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin öğretilmesinde başarılı bir şekilde kullanılabilmektedir. Ayrıca, aile bireyleri tarafından da sosyal öykülerin başarıyla hazırlanarak uygulanabildiğini gösteren çalışmalar da yer almaktadır.

Bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireyler üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren çok sayıda deneysel araştırma bulunmaktadır. 

Kolaylaştırılmış İletişim

Yardımlı iletişim olarak da bilinen kolaylaştırılmış iletişim, sözel iletişim kurmakta güçlük çeken otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerle kullanılan alternatif iletişim yöntemidir. Bu yöntem, çocuğun iletmek istediği mesajın, bir destekçinin fiziksel yardımıyla yazılı şekle dönüşmesidir. Yardımcı, bireyin elinden ya da bileğinden tutarak klavye üzerinde yazı yazmasına yardımcı olur. Bazı sistemlerde bireyin yazdıkları sözlü hale dönüşür. Bu yöntemin kullanılabilmesi için otizm spektrum bozukluğuna sahip bireyin okuma-yazma bilmesi gerekir. Yardımcının, bireyle doğrudan teması olduğu için bireyi kendi doğrultusunda yönlendirebilmektedir. Bu durum iletişim yönteminin sert bir şekilde eleştirilmesine sebep olmuştur. Yapılan çalışmalar da, bireyi tanımayan yardımcıların desteğiyle verilen eğitimlerde anlamlı cümleler üretilemediğini belirtmektedir. Kısaca yazılan mesajların çocuktan çok yardımcıya ait olduğu düşünülmektedir. 

Amerikan Psikologlar Birliği 1994 yılında bu yöntemin bilimsel olmadığı yönünde bir görüş yayımlamıştır. Günümüzde ise bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına gerek görülmediği çünkü yapılan çalışmaların, yöntemin etkisizliğini gösterme konusunda ikna edici olduğu kabul edilmektedir. 

Bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireyler üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteren deneysel araştırmalar henüz yoktur ya da yapılan deneysel araştırmalar bu yöntemin otizm spektrum bozukluğuna sahip bireyler üzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığını göstermiştir.